29.12.2025

BB 20/25

Bireysel Başvuru Tarihinden Sonra Vefat Eden Başvurucunun Başvurusunun İşlemden Kaldırılmasına İlişkin Karar

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 31/7/2025 tarihinde, Abdurrahman Beycur ve diğerleri (B. No: 2023/76490) başvurusunda başvurucu Hüseyin Saraç yönünden başvurunun ölüm nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar vermiştir.

Olaylar

Aralarında Hüseyin Saraç’ın da bulunduğu başvurucular, taşınmazlarına kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla 2004 yılında Belediye Başkanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı tazminat davası açmıştır. Yargılama süreci sonunda mahkemece kısmen kabul edilen karar Yargıtay incelemesinden geçmiş, kesinleşen kararda başvurucular lehine tazminata hükmedilmiştir.

Başvurunun incelenmesi devam ederken başvurucu Hüseyin Saraç’ın 1/6/2024 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış, bu durum bireysel başvuruda ayrıca değerlendirilmiştir.

İddialar

Başvurucular, taşınmazlarına kamulaştırmasız el atılması, kamulaştırmasız el atma tazminatı olarak hükmedilen bedelin ödenmemesi ve tazminat bedelinin enflasyon karşısında değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun başvuru tarihinden sonra ölmesi hâlinde incelemeye devam edilip edilmeyeceğini ilk olarak Asya Oktay ve diğerleri ([1. B.], B. No: 2014/3549, 22/3/2017) kararında değerlendirmiş, bireysel başvuruda mirasçıların takibini zorunlu kılmanın Anayasa Mahkemesinin asli görevini aksatacağı ve bu yolun niteliğiyle uyumlu olmadığı sonucuna varmıştır. Bu karar sonrasında, başvurucu ölünce mirasçıların makul sürede başvuruyu devam ettirmek istediklerini bildirmeleri durumunda inceleme yapılmış; bildirmedikleri hâllerde başvuru hakkında düşme kararı verilmiştir.

Ardından Elberan Vural ve diğerleri ([GK], B. No: 2018/30235, 17/1/2023) kararında içtihadın başvurudan haberi olmayan mirasçılar için mağduriyet yaratabileceği belirtilerek mirasçıların haberdar edilip iradelerinin sorulmasının hakkaniyete daha uygun bir yöntem olacağı ifade edilmiştir. Bu karar sonrası Anayasa Mahkemesi, vekile veya tespit edilen mirasçılara başvuruyu sürdürmek isteyip istemediklerini tebligat yoluyla sormaya başlamış ancak bu yöntem birtakım sorunlara yol açmış ve içtihadın yeniden değerlendirilmesi gerekmiştir.

Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü çerçevesinde usul hükümlerinin uygulanabilirliğini değerlendirerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinin esas alınmasının uygun olduğunu, başvurucunun ölümü hâlinde o kişi yönünden başvurunun işlemden kaldırılacağını, başvurucunun mirasçısı olduğunu bilgi ve belgeleriyle ispat eden kişiler yönünden ise makul bir süre içinde bireysel başvuruyu takip etme iradesini ortaya koymaları hâlinde başvurunun incelenmesine devam edileceğini belirtmiştir. Öte yandan Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra ölmesi durumunda dahi başvurunun incelenmeye devam edilebileceği vurgulanmıştır.

Somut olayda başvurucu Hüseyin Saraç'ın bireysel başvuru tarihinden sonra 1/6/2024 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Başvurucunun ölümüne ilişkin olarak vekil tarafından Anayasa Mahkemesine herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı kaydedilmelidir. Anayasa Mahkemesi 7/11/2024 tarihinde müteveffa başvurucunun vekiline tebligat çıkararak bireysel başvuruya mirasçıların devam edip etmeyeceğinin bildirilmesini ve devam edecek olmaları hâlinde mirasçılık belgesi ve mirasçılar tarafından verilmiş vekâletnamelerin on beş gün içinde sunması gerektiğini ifade etmiştir.

Vekil 21/11/2024 tarihinde müteveffa başvurucunun vasiyetname ile bireysel başvuruya konu davadan doğan alacaklarını vasiyet ettiğini, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davanın devam ettiğini, dava dosyasından kaynaklı hak ve alacağın kime ait olduğu hususunun netleşmediğini, dolayısıyla vasiyetnamenin açılması davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini açıklamıştır. Beyan ekinde yer alan vasiyetnamenin açılması davasının Tensip Tutanağı'nda mirasçı olarak otuz sekiz kişinin yer aldığı görülmüştür. Bunun ötesinde eldeki bireysel başvurunun inceleme tarihi itibarıyla söz konusu yargılama süreci hakkında herhangi bir bilgi sunulmadığı belirtilmelidir.

Tüm bu tespitler ışığında bireysel başvuru tarihinden sonra vefat ettiği anlaşılan Hüseyin Saraç yönünden başvurunun işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Mirasçılarının makul bir süre içinde bireysel başvuruyu takip etme iradesini ortaya koymaları hâlinde ise başvurunun incelenmesine devam edileceği kaydedilmelidir. Ayrıca somut olayda İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan nedenlerden biri de bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurucu Hüseyin Saraç yönünden başvurunun işlemden kaldırılmasına karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.